General

Kültürlerarası ve prokovatif bir dil olan Kürtçe. Yönetmen ve aktör Aydın Orak ile röportaj.


Tiyatrocu ve film yapımcısı Aydın Orak ile
olan röportaj;  ProMosaik için Marta Cangi ve Neslihan Kılıç tarafından
yapıldı. Onunla; mesleği hakkında, Kürtçe olarak yaptığı tiyatro ve filmlerin azınlık için
nasıl bir bütünleşme sağladığı konusunda ve mesleğini yaparken karşılaştığı
ötekileştirilme sıkıntıları hakkında konuştuk.
Aydın
Orak kimdir?
Aydın
Orak, 1982 yılında Mardin’in Suriye sınırında bulunan Nusaybin ilçesinde doğdu,
büyüdü. Çocukluk döneminde, yaşadığı bölgenin olumsuzluklarından oldukça
etkilendi. İlk ve Ortaokulu Yatılı Bölge Okulu’nda okudu. Ailesinde konuşulan
dil Kürtçe, okulda ise Türkçe olduğundan Türkçe’yi ilk olarak okulda öğrendi ve
bu yüzden uzun bir süre okula adaptasyon sorunları yaşadı. Okulunu bitirdikten
sonra 1996’da İstanbul’a geldi. 1997 yılında HADEP’ (şimdiki HDP) in gençlik
kollarında Kürtçe Tiyatro yapmaya başladı. Tiyatro’nun Kürtçe olmasının  sebebi, okul yıllarında Kürtçe konuşulmasının
yasaklanmasına, bu dili konuşan, bu kültürden gelen ve  politika yapan insanların yaşadıkları
sıkıntılara karşı verdiği politik bir reaksiyondu. O günden bugüne kadar,  20 yıl boyunca, sadece Kürtçe tiyatro yaptı. O
dönemin koşullarında bu kararının doğru olduğunu, ancak günümüz dünyasında bunun
ona çok doğru gelmediğini düşünmektedir.

Sahneye koyduğu oyunlara hangi
kesimden insanlar geliyor?

 
Sahnelediği oyunlara izleyici olarak herkes gidebilmektedir,
bunun için özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi yerlerde oyun
sahnelediklerinde Türkçe üst yazı kullanmaktalar.

 

Geçmişle günümüzün siyasi ve
sosyal ortamının kendi yaptığı işe etkisi nedir?
Küçük
nüanslar dışında çok farklı olmadığını, aynı tepkinin devam ettiğini, geçmişte
polis tarafından sık sık kontrol edildiklerini, bugün ise direk kontroller
olmasa da devlet ödeneklerinin Kürtçe tiyatrolara ödenmemesi ve tiyatro yapma
koşullarının ortadan kaldırılarak devletin tepki gösterdiğini ve geçmişte
olduğu gibi bugün de sahne bulmakta zorlandıklarını vurgulamaktadır. Sahneye
koyduğu birçok oyun, içeriğine bakılmaksızın sadece Kürtçe olarak sahnelendiği
için yasaklanmıştır.
Çalışmalarını daha çok hangi
konular üzerine yoğunlaştırıyor?
Doğup
büyüdüğü coğrafyada birçok faili meçhul cinayetlerin olması, hapishanedeki
insanların işkence görmesi, köylerin yakılması, mayınların patlaması gibi
birçok olumsuzluğa şahit olduğundan dolayı,  genellikle oyunlarında ve filmlerinde politik
konular işlemektedir. Tarkovski’nin söylediği ‘’Her sanatçı çocukluğunda
biriktirdiklerini, hayatı boyunca tüketir.’’ sözünü doğru bulan sanatçı,
farkında olarak yada olmayarak çocukluğunda yaşadıklarını bugün tiyatro
oyunlarında ve çektiği filmlerde işlediğini söylemektedir. Kapan isimli
oyununu, Musa Anter’in hayatını anlattığı filmini, Berivan adlı belgeseli
bunlara örnek olarak verebiliriz.
Tiyatro ve sinema yaparken
iletmek istediği bir mesaj var mı?
Aydın Orak, yaptığı tüm işlerin öncelik
kişisel olduğunu, ancak bunun yanında bir dert barındırmasının kaçınılmazlığını,
herkes gibi onun da bir derdi olduğunu ve bunu anlatmak istediğini söylüyor.
Herkesin başını kuma gömdüğü bir ortamda, özellikle Kürtçe tiyatro yapmak
aykırı bir girişimdir, bu sebeple de birçok oyunu ve filmi yasaklanmış ve son
olarak Antalya Film Festivali’nde ‘’Asasız Musa’’ filmin gösterimine  tomalar gelmiş. Yaşadığı tüm zorluklara,
engellenmelere ve tehditlere rağmen aynı çizgide işlerine devam ettiğini ve
bunların kendisini etkilemediğini anlatıyor.
Ötekileştirildiğini hissetti
mi?
Toplumlardaki ötekileştirme konusuna
değinildiğinde, kendisinin de bunu her zaman hissettiğini, çoğunlukla bunun
Türklerden geldiğini belirtiyor. Özellikle ‘’Kürt kardeşlerimiz’’ tabirinin
ötekileştiren bir yaklaşım olduğunu düşünmektedir. Bu durumun hoş olmadığını
ancak zaten hiçbir milletin kendini başka bir milletle eş görmediğini ve göremeyeceğini
de eklemektedir.
Kürtçe konuşma dilini okuma ve
yazma boyutunda nasıl öğrendi?
Tüm
işlerini Kürtçe olarak yapan Aydın Orak bu dilin hem konuşma hem de yazı
dilinde, kullanıldığı coğrafyalara ve toplumlara göre farklılıklar
gösterdiğini; 4 ana lehçe olduğunu, Kürtlerin %70’inin Kurmanci, %10’unun
Sorani, %10’unun Zazaca ve geri kalan %10’luk kesimin de irili ufaklı farklı
lehçeler kullandığını belirtmektedir. Lehçelerle birlikte alfabe sıkıntısı da
vardır. Bazı kesimler Latin, bazıları Arap, bazıları ise Kiril alfabesi
kullanmaktadır. Son 30 yıldır dilde bir standartlaşma olmuştur. Bu belli bir
standart olmasının yanında hala canlı ve hareketli bir standarttır. Şu an bu
standartlarda Kürtçe eğitim verilmektedir ve 
kendisi de, Enstitüde bu eğitimi almıştır. Çevirilerini ve sahnelediği
oyunlarını bu dille yapmaktadır. Ancak zaman zaman ağız farklılıklarından
dolayı da kimi Kürtler tarafından anlaşılamamaktadır. Bazen dünyadaki tüm
dillerin ortadan kalktığını ve insanların sadece bir dille iletişim kurduğunu
hayal ettiğini de ekliyor.
Yaptığı çalışmalarda insan
haklarına ne oranda değiniyor?
Yaptığı
tüm oyunlar ve filmler insan hakları merkezlidir. Sadece Kürtlerin yaşadığı
sorunlar için değil, ötekileştirilen, kendi kimliğini istediği gibi yaşayamayan
her türlü insanın haklarının savunucusu olduğunu ve bunun için de sokağa
çıktığını, bunun aslında bir  insan olma
durumu olduğunu belirtiyor.
Kürtler’in toplum barışına
katkıları nedir?
Son olarak Kürtler’in toplum barışına
katkılarını sorduğumuzda, bir 
bağımsızlık isteyen, bir de sınırları içinde yaşadığı ülkesindeki
demokratik haklarını elde etmek isteyen olmak üzere iki tür Kürt yaklaşımı
olduğunu söylüyor. Fakat bunların hangisinin galip geleceğini bilemediğini de
belirtiyor. 
 

Yönettiği Filmler

·        
Asasız Musa (uzun metraj 2014)
·        
Cewher (belgesel 2012)
·        
Bêrîvan (belgesel 2011)
·        
Ölümün Rengi (kısa film 2010)
Rol Aldığım
Filmler
·        
Siyah Karga(Tayfur Aydın2016)
·        
Mavi Adam(Utku Çelik 2013)
·        
Pervane- (Ahmet Soner 2003)
·        
Yaşar Yaşamaz (Atıl-Ulaş İnaç 2007)
·        
Fırtına (Kazım Öz 2007)
·        
D (Metin Yeğin 2008)
·        
Meş (Shiar Abdi 2010)
·        
Kayıp Özgürlük (Umur Hozatlı 2011)
Rol aldığı oyunlardan
bazıları;
Zincire
Vurulmuş Prometheus (Aiskhylos), Ada (Athol Fugart) Bir Delinin Güncesi
(Gogol), Sen Gara Değilsin (Aziz Nesin), Araf/İki ÜlkeArasında (Cihan Şan), Bir
Dilin Ölümü (Mehmed Uzun-Harold Pinter), Nora (Henrik İbsen), Kapan(Aydın Orak),
Actor(Aydın Orak), Beceriksizler(Cuma Boynukara)
Kürtçeye Çevirdiği Oyunlar; 
Bir Delinin Güncesi (Gogol), 
Teneke (Yaşar Kemal),
Theodora (Haşmet Zeybek), 
Nora (Henrik İbsen), 
Beceriksizler (Cuma Boynukara)
Yayınlanan Kitaplar 
Hestên Veşartî-Saklı Duygular(Şiir
2005)
Teneke – Yaşar Kemal (Çeviri 2006)
Daf – Kapan
Radikal Tiyatro (Düşünce-2012)
Kürt Tiyatrosu,
Mezopotamya’da Tiyatronun Doğuşundan Modern Kürt Tiyatrosuna, 2016
FİLM İZLEME LİNKLERİ
BERİVAN:
https://www.youtube.com/watch?v=JC3J7V45mUY&t=104s
CVHER:
https://www.youtube.com/watch?v=3C6T92mb3e4&t=16s
ÖLÜMÜN
RENGİ: https://www.youtube.com/watch?v=xqZM5H1tPzs&t=25s