General

Ana Camusso ve David Wapner: Bir adam, sırtında bir ev


Ana Camusso, Ocak 2017, Türkçe tercüme: Aygun Uzunlar,
ProMosaik.
Her şey yıllar önce kaleme aldığım eski bir şiirle
başladı. Gerçekten oldukça kısa bir şiirdi ve savaş, mülteci gibi bağlantıları
da yoktu. Basit sıradan bir şiirdi. Şiir asıl anlamını onu resme alınca elde
etti. Çizimde adamın yaşadığı kent yanmaya başlıyor. Güzelim
binaların pencerelerinden ateşler yükseliyor. Kentin bombalandığını ve savaşın
yaklaştığını hemen algılamıştım. Asıl hikâyede böyle başlıyor: Adamın biri
hayata yeniden başlamak istiyor. Savaştan kaçıyor. Çevremizdeki birçok ülkede
savaş olduğundan, zorunlu göçe maruz kaldıklarından, buradaki insanlar savaştan
doğrudan etkileniyor. 
Hikâyenin akışı yolunu buluyor. Aslında geçmişini,
kökenini kaybetmek istemediği için, savaştan kaçarken evini sırtında taşıyan bir
adamın hikayesi bu. Savaş esnasında yerle bir olan evler için özel empatim var.
Yıkılmış bir evi, parçalanmış bir beden olarak algılıyorum. Böylelikle bir
adamın ve bir evin kaderi bir yerde birleşerek devam ediyor.
David bu projede yer almayı çok istedi. Kendisi
aramızdaki müzikçi. Müziği çok seviyorum ama bu şarkı benim için bir ilk
olacaktı. Mütevazi gitar tecrübemle ve David’in yazdığı akortlarla bestemi
hazırladım. David bu sıralar evinde küçük bir stüdyo kuruyor. Bizde şarkının
kayıt işlemini evde yaptık. Kayıtta 3 gitar var, dördüncü gitar ses efektlerini
vermek için kullanıldı. Ben bir David iki gitar kullandı. Şarkı efektlerle duble
sesli oldu.
Şarkımı Arjantinli bir felsefeci ve hümanist olan anneme ithaf
ettim. Annem 1976 yılında askeri cuntanın yönetimi ele geçirmesinden sonra terk
etmişti. Evini terk etmenin ve çok sevdiği kütüphanesini geride bırakmanın
hasretini çekmişti. Bu şarkı ile annemi hatırlamak istiyorum.

Önce İspanyolca, peşinden de İngilizce dillerinde kayıt
yaptık. Anglosakson kültüründe aciz ozanları, hokkabazları, rock ve halk
türkücülerini sever. Bunların hepsini içinde taşır. Yorumladığı gibi, onun için
şarkı söylemek çok doğal. İngilizce versiyonunda belli bir melankoli ve hüzün hissediliyor,
İspanyolca versiyonda pek algılanamıyor. Tüm insanların bu şarkıyı
söylemelerini, ağır şartlarda başka bir ülkeye sığınmak zorunda kalan ama
hayatı sımsıkı sarılarak devam ettirenlere empati duymalarını umuyorum.

Bir adam,
sırtında bir ev

kaplumbağa
olmayan 
bir adam
Sırtında
ev ile bir adam
evin
bir şapkası ile
Sırtında
pelerini
ve
cepli bir ev olan bir adam
Çantalı
bir adam
ve
elinde valizi
Evinin
cepleri
olan
ve valizli bir
adam
Yabancısı
oldugu bir şehrin
limanına
varmış bir adam
Valizinde
anahtarı
olan
bir adam
Kağıtsız
küreksiz bir adam
biniyor
gemiye
biniyor
gemiye
sonsuzluğa
kadar